Yamadağlı Nuray

Yamadağı'ndan giyinmiş kuşanmış, alı al, moru mor, etekleriyle, ırgalanarak bir kadın iner gelir Köylü köyüne. Kadının adı Nuray'dır... Sever dağlarda yaşamayı. Kurt ile kuş ile yürümeyi. İster ki günlük güneşlik olsun günlerin tamamı. Her daim insanların şenlesin yüzü...

17 Ocak 2021 Pazar

Yaşam İçin Suyun Önemi

Yaşam İçin Suyun Önemi 

Nuray YILDIRIM

Canlıların yaşayabilmesi için vücudunun suya ihtiyacı vardır.
İnsan vücudunun ana bileşeni; vücuttaki suyun üçte ikisi hücrelerde ve üçte biri hücrelerin dışında bulunur.
Örneğin yetmiş kilo ağırlığı olan erkek bir bireyin vücudu yaklaşık yirmi sekiz litre hücre içi ve on dört litre hücre dışı olmak üzere kırk iki litre su içerir.
Bir insanın vücudundaki su miktarı yaşa göre değişir.
Yeni doğmuş bir bebeğin vücudu (yüzde yetmiş beş), yaşlı bir kişiden (yüzde elli) daha fazla sudan oluşur.
Ayrıca bir kişinin vücudu ne kadar "kaslı" olursa, o kadar fazla su içerir. Tersine vücutta ne kadar çok yağ varsa, o kadar az su olacaktır.
Beyin, akciğer, kalp, karaciğer ve böbrekler çok fazla su içerir.
Tüm bunlar bize gösteriyor ki, vücudumuzdaki su miktarı hayati önem taşımaktadır.
İshalli hallerde, bulantı- kusmalarda, ateşli hallerde vücuttaki su miktarı düşerse o zaman vücut ‘alarm’ vermeye başlar.
Solunum yoluyla ve terleyerek su kaybederiz. Bu kayıplar, ‘Görünmeyen kayıplar’ olarak adlandırılır. Bunların dışarı atılışı bazen hayatı tehdit eden tablolara yol açabilir.
İnsan yaşlandıkça vücudundaki yağ dokusu artar, su oranı azalır.
Bu nedenle yaş ilerledikçe vücudumuza daha fazla su girmesi gerekmektedir.
Sağlıklı insanlar, yaşamında vücudundaki su ve oksijen oranını dengeli tutabildiği oranda yaşamının devamını sağlayabilir.
Aksi takdirde vücudumuzun organları yavaş yavaş ‘oksijensiz’ kalarak kendisini tüketmekte olacaktır.
Vücudumuzun su ihtiyacını artıran nedenler?
Daha iri insanların ve erkeklerin su ihtiyacı daha çoktur.
Su kaybı arttığında susama hissi oluşur, idrar rengi koyulaşır, dil ve cilt kurur, tansiyon düşer, nabız hızlanır, bilinç bulanıklığı ve halsizlik meydana gelir.
Sağlıklı susama hissi ile insan su içmeye yönelir.
Fakat yaşlılar, çocuklar, kronik hastalar ve bilinci bozulanlarda bu mekanizma sağlıklı işlemeyerek kolayca ciddi su azlığı oluşur.
Buna, ‘Dehidratasyon’ denir. Vücut suyunun yüzde beşini kaybedenlerde hafif, yüzde onunu kaybedenlerde orta, yüzde on beşini kaybedenlerde ciddi dehidratasyon oluşur.
Dehidratasyona girenlerin ‘takibi iyi yapılmazsa’ su kaybı, böbrek yetmezliği ve ölüme kadar giden tablolara yol açabilir.
Bir insanın vücudundan fazla su kaybetmesiyle; şeker, protein, yağ dengesi aynı anda bozulur. Kaybedilen bu değerler aynı anda yerine konulmadığında vücut fonksiyonları yerle bir olur.
Tıp bunu serum vererek yerine koyar. Böylelikle kaybolan sıvı dengesi tekrar kazanılır. Aksi takdirde yaşayan beden ölüm dediğimiz kelimeye yenik düşer.
Hepimize hayati bir element olan bol su dolu yaşamlar dilerim...

17 Ocak 2021
Köylü Köyünden Notlar

2 yorum:

İlgisiz yorumlar spam kabul edilir ve suçtur.