Yamadağlı Nuray

Yamadağı'ndan giyinmiş kuşanmış, alı al, moru mor, etekleriyle, ırgalanarak bir kadın iner gelir Köylü köyüne. Kadının adı Nuray'dır... Sever dağlarda yaşamayı. Kurt ile kuş ile yürümeyi. İster ki günlük güneşlik olsun günlerin tamamı. Her daim insanların şenlesin yüzü...

25 Kasım 2022 Cuma

Sen Kahve Gövdeli Ağaç

SEN KAHVE GÖVDELİ AĞAÇ
Nuray YILDIRIM

Mart ayında çiçeklendin; tomur, tomur oldun.
Baharın taze günlerinde yeşil yapraklara dönüşen halini izlemek için saatlerimi seninle paylaştım.
Etrafına saçtığın neşeli duruşun, bir taraftan beyaz, pembe çiçeklerinin çağlaya dönüşmesini izlemekteki güzellik hali insanı kendinden bir adım uzağa göndermiyor.
Sonrasında, bir kaç ay içinde güneşin sıcağı yoğunlaşınca, olgunlaştırdığın sarı kaysılarını verdin bizlere, hakkın ödenmez.
Gölgende çayımı yudumlarken, serinlediğim çok oldu.
Elimde kazma, kürek, seni daha fazla gürbüzleştirmeye meyil verdiğim anlarda, üzerimden çıkardığım hırkamı, yahut şapkamı dalına asmaktaki güzellik her zaman kalbimi dinlendirirdi.
Aylar birbirini kovalarken biz birbirimizin elinden, dalından tuttuk.
Sarıldık birbirimize, dayandık.
Gece ses olduk, gündüz söz olduk.
Çoğu zaman su ile beslendik.
Peş peşe kovalanan aylar döndü sonbahara geldi.
Rüzgâr esti, bir yağmur yağdı...
Soyundun; yapraklarının senden düşmesiyle bir bir.
Dalların çıplak kaldı.
Gövden üşümeye yüz tuttu.
Isıtmak istesem de seni, bu mümkün olamazdı;
Güneşimiz bizden uzaklaşmış, kış denen mevsime hazırlanıyorduk.
Evet, biraz üşüyecektik; sende, bende...
Ben bazen sıcak giysiler giyecek olmama rağmen senin çıplak kalışın beni hafiften hüzne boğacak ama, "sana bu tabiatın kuralı, böyle olması gerekiyor" kısmını, yine sana anlatırken huzur katacaktım ikimize de,...
Şimdi sen! sarı turuncuya dönen yapraklarını, çiçek desenli bir döşek gibi yatırdın etrafına, sımsıcak sardın toprağını...
Görüntünle tablolar oluşturdun, yeri göğü süslemektesin.
Soyunup çıplak kalmış bir yanın, diğer yanın sarı renkli giysin olmuş, henüz buradayım demekte sonbahar.
Ah!
Ne mahzun duruyorsun bir bilsen.
Ruhumu titretiyor, duruşundaki hüzün...
Yaz boyu biz miydik, bahçeleri süsleyen; insanların senin meyven için yarış içinde olarak, bahçelere doluştuğu yerler bomboş kaldı şimdi.
Bir bilsen ne çok üşüyorsun şimdi, güneşin de gitti.
İnsanlar da seni tek etti.
Sen kahve gövdeli, her mevsime ayak uyduran ağaç; kaldın dimdik bulunduğun her yerde, çıplak dalların sana arkadaş, kendinlesin dağların arasında, bulutların kapladığı gökyüzünün altında dostlarınla.

Köylü, 24 Kasım 2022