Nuray YILDIRIM
Köylü köyünden merhaba...
Büyük kentlerin kargaşasından uzak bir yasamın içerisindeyim.
Sabaha, dağlardan doğan ışıkla uyanıyorum. Tümüyle kirlenmiş olan dünya hallerinden uzağım. Gerek alım gücünde yaşadığım zorluklar, gerekse ulaşım alanında yaşadığım zorlanmalarım ve sıkıntılar, mücadelemin içindeki her türlü ağır işler hiç zoruma gitmiyor.
Dünya da ise büyük bir kargaşa hüküm sürüyor.
Cinayetler, ayrılıklar, kopuşlar, birbirinden uzak ve sarılmadan geçen insan manzaraları toplumu ve bireyleri yaralamakta, yıkmakta.
Bunların seyri hızlanarak, bilinçli kesimi yakmaktadır.
Ne 2020'nin kusuru var, ne de gelecek olan 2021' in kusuru…
Üzerinde yaşadığımız dünyanın güneşin çevresinde dönmesiyle, 365 gün tamamlanıyor. Ardından gelen yıllar; tarih olarak bizlere yeni bir 365 günlük yaşayacağımız zaman dilimleri hazırlıyor.
Tarihlerin çekiciliğine kapılmadan gün, hafta ve aylarımızı mevsimlere bölerek tatlı tatlı yaşamak yine insanlığın, yani bizlerin elinde olan bir şey…
"Covit-19"la girdiğimiz 2020 yılından büyük badireler atlatarak çıkıyoruz.
Bilimin durmaksızın çalışması sonucu 2021'e ise ‘aşı’ kampanyasıyla girmekteyiz.
Seyredip göreceğiz, hayatımızın güneş etrafındaki uzun yolculuğu; kar, bahar, yaz ve yeniden kışı yaşatırken bize neler gösterecek.
Tabiat kendi devinimlerini sürdürmeye devam ediyor. Bunu bozmak için ‘elinden geleni ardına koymayan’ insanlık; ‘vahşi kapitalizmin’ ve ‘biat kültürünün esiri’ olmaktan kendini kurtarmadıkça, kendi halinde sürüp giden evreni de yok edecektir. Tıpkı kendisini yok ettiği gibi olacaktır bu yıķım da…
İnsanlık bilime, sanata, kitaba yakın durarak, kültürüne sahip çıkarak bu yozlaşmadan aynı zamanda kendi yıkımından kurtulacaktır.
Bizler, ocak ayının ilk sabahından itibaren bilimin, felsefenin ve okumanın peşinden koşmaya devam edeceğiz.
İyi yıllar!
Büyük kentlerin kargaşasından uzak bir yasamın içerisindeyim.
Sabaha, dağlardan doğan ışıkla uyanıyorum. Tümüyle kirlenmiş olan dünya hallerinden uzağım. Gerek alım gücünde yaşadığım zorluklar, gerekse ulaşım alanında yaşadığım zorlanmalarım ve sıkıntılar, mücadelemin içindeki her türlü ağır işler hiç zoruma gitmiyor.
Dünya da ise büyük bir kargaşa hüküm sürüyor.
Cinayetler, ayrılıklar, kopuşlar, birbirinden uzak ve sarılmadan geçen insan manzaraları toplumu ve bireyleri yaralamakta, yıkmakta.
Bunların seyri hızlanarak, bilinçli kesimi yakmaktadır.
Ne 2020'nin kusuru var, ne de gelecek olan 2021' in kusuru…
Üzerinde yaşadığımız dünyanın güneşin çevresinde dönmesiyle, 365 gün tamamlanıyor. Ardından gelen yıllar; tarih olarak bizlere yeni bir 365 günlük yaşayacağımız zaman dilimleri hazırlıyor.
Tarihlerin çekiciliğine kapılmadan gün, hafta ve aylarımızı mevsimlere bölerek tatlı tatlı yaşamak yine insanlığın, yani bizlerin elinde olan bir şey…
"Covit-19"la girdiğimiz 2020 yılından büyük badireler atlatarak çıkıyoruz.
Bilimin durmaksızın çalışması sonucu 2021'e ise ‘aşı’ kampanyasıyla girmekteyiz.
Seyredip göreceğiz, hayatımızın güneş etrafındaki uzun yolculuğu; kar, bahar, yaz ve yeniden kışı yaşatırken bize neler gösterecek.
Tabiat kendi devinimlerini sürdürmeye devam ediyor. Bunu bozmak için ‘elinden geleni ardına koymayan’ insanlık; ‘vahşi kapitalizmin’ ve ‘biat kültürünün esiri’ olmaktan kendini kurtarmadıkça, kendi halinde sürüp giden evreni de yok edecektir. Tıpkı kendisini yok ettiği gibi olacaktır bu yıķım da…
İnsanlık bilime, sanata, kitaba yakın durarak, kültürüne sahip çıkarak bu yozlaşmadan aynı zamanda kendi yıkımından kurtulacaktır.
Bizler, ocak ayının ilk sabahından itibaren bilimin, felsefenin ve okumanın peşinden koşmaya devam edeceğiz.
İyi yıllar!