Yamadağlı Nuray

Yamadağı'ndan giyinmiş kuşanmış, alı al, moru mor, etekleriyle, ırgalanarak bir kadın iner gelir Köylü köyüne. Kadının adı Nuray'dır... Sever dağlarda yaşamayı. Kurt ile kuş ile yürümeyi. İster ki günlük güneşlik olsun günlerin tamamı. Her daim insanların şenlesin yüzü...

29 Ekim 2020 Perşembe

Hasat Sonu

Hasat Sonu 











Nuray YILDIRIM
Kurtdede Bahçe Günlükleri 

Kırsalda, yaşamın kendisi de kırsal görünür. Hep hareket halinde bulurum kendimi, bu yaşamın içinde...
Oksijen bolluğu da işlerin çokluğu kadar hiç “dur durak bilmeden” çalıştırıyor (aslında bu yörede kullanılan bir deyim).
Şehir yaşamında sürekli bir koşuşturma olmasına rağmen, durağan geçen zaman daha fazladır.
Sistematik işleyişin olduğu yerlerde insanlar, belli saat dilimlerini kendileri için ayırabiliyor.
Para kazanılan bu sistemde insanlar, tüketecekleri ve alacakları hazır halde ellerine geçecek şekilde ulaşırlar.
Kırsal da ise bu böyle değil. Toprak ana bizlere tüketeceğimiz her şeyi üretmek gibi bir sorumluluk yüklüyor. Yüklenen bu sorumluluğu taşıyabilmek için de sürekli olarak çalışmak zorunda kalıyorum.
Yaz başında başlayan toprakla olan iş ilişkimiz hasat sonu olmasına rağmen devam ediyor. Gelecek dönemin bostan yeri belleniyor, bakımı yapılıyor. Bu gibi işler sürekli olarak insan gücüyle yerine getiriliyor.
Ve bu işveli, cilveli toprak, insanı hiç kendi haline bırakmadan "her an için tepemde ol” diyor. Bizi doğuran da, yeşili doğuran da işlenmiş toprak olduğuna göre, görevimi yapmaya devam edeceğim.
...
Bağlar, bostanlar güz rengine büründü.
Henüz yağmur yağmadı, iklim kurak devam etmekte. Geceler daha sert, gündüzler güneşli ve sıcak.
Elmalar toplandı. Domates, biber bağları bozularak, dalında kalan meyveler alındı. Yeşil ya da olgunlaşmış sebzeler kasalara dolduruldu. Annemin ve benim yaz boyu bahçeden topladığımız ürünlerden yaptığımız kışlıklar çuvallarda yerini aldı.
Kışa hazırlığımızı tamamlamış olmanın gururunu yaşıyoruz. Söylediğim gibi köy yaşantısında kendi erzakımı kendim yapabilmeliyim.
Her an alışveriş yapabilecek bir yer (dükkân, market) yok. Olmaması da çok güzel benim için en azından. Doğal yaşamdan yararlanmak ruhuma çok büyük tat veriyor. Üretimden gelen gücümün bana geri dönmesi, meyve ve sebze toplarken kendini gösteriyor.
Yaklaşık bir aydır kestiğimiz ağaçların dallarını baltayla küçük küçük doğradım.
Bugün Obuzlu Ali Abi, bahçeye motoruyla geldi. Tüm bu birikimlerimizi, odunlar da dâhil yükledik. Yükleme sırasında traktörün üzerine çıktım. Kasalar, çuval ve odunlar hepsini düzgünce yerleştirdim. O anlar ne muhteşemdi. Her insan işini aşkla yapabilseydi, "Yeryüzü aşkın yüzü olurdu!"
Muhteşem bulduğum güneşin pırıltısı, ellerimin üzerinde kıpırdarken, amcamın uzattığı yükler yerlerine sevgiyle yerleşiyordu. Kasalar ve çuvallar birbirine sokulmuş, yan yana güven içinde konduktan sonra çalışan motor yola çıktı. Amcam ve ben motorun ardından ATM motoruyla yola devam ettik.
Bir gelin atı gibi süzülen motoru akasından izliyordum. İçinde yaz boyu yaptığım yükü taşıyan, nazlı nazlı giden araç bana, belki de bir daha tatmayacağım duyguları tattırıyordu.
Çamkoyak mevki zaten hep büyüleyiciydi. Bu sabah daha da büyüleyici göründü gözlerime. Gökyüzü masmavi, ışıklar ışıl ışıl yansıyordu üzerimize.
Yol boyunca bir yanımızda alıç ağaçları, bir yanımızda küçük orman içinde çam ağaçları… Yere dökülmüş pelitlerin meşe salkımlarını da selamlayıp, hızla giden motorun sesiyle kendime geldiğimde köye varmıştık.
Motorun içinden yükleri bir bir indirdim. Sonra içeriye taşıyıp işimi bitirmenin rahatlığı içinde, tekrar yürüyerek aynı yoldan bahçe evine gittim. Annem çayımı yapmış, beni karşıladı.
Kedilerim beni özlemişti. Onlarla oyunlar oynadık. Bizim oyunumuz tabi ki, ağaçlara tırmanmak, koşmak, saklanıp ortaya çıkmak oyunu.
Her canlı mutlu bir halde gün batımıyla beraber istirahate çekildi.
Şu an karanlık bir akşam ve uzaktan gelen çekirge sesleri kulaklarıma ulaşıyor. Tabiatın çoğu uykusunda dinleniyor.
Köy halkı ile beraber hasat sonunu böyle tamamlamış bulunuyoruz.

Köylü Köyü, 28 Ekim2020