Yamadağlı Nuray

Yamadağı'ndan giyinmiş kuşanmış, alı al, moru mor, etekleriyle, ırgalanarak bir kadın iner gelir Köylü köyüne. Kadının adı Nuray'dır... Sever dağlarda yaşamayı. Kurt ile kuş ile yürümeyi. İster ki günlük güneşlik olsun günlerin tamamı. Her daim insanların şenlesin yüzü...

1 Mart 2021 Pazartesi

İlkbahar ve İyimserlik

İlkbahar ve İyimserlik

Nuray YILDIRIM

Köydeyim, Mart'ın birinci gününe hafif kar yağışıyla uyandım.
Etrafı saran kara rağmen, artık havalar ısınıyor.
Güneş; pırıl pırıl, mavi gökyüzünde sallanarak bizlere göz kırpıyor.
İçimde kıpır kıpır neşe dolaşıyor.
Kış mevsiminin sertliği bazı zamanlar zorlayıcı oldu.
Yine de buna ‘kara kış’ diyemeyeceğim.
Belki, gönlümün renklerinden olmuş olabilir, kışı da bahar keyfinde yaşıyor olmam.
Gökyüzü griliğini, maviye, sarı- sıcak renklere bırakıyor.
Pencerelerden içeri sızan güneşin tonları, benim içimdeki coşkuyu çoğaltıyor.
İlkbahar uyanış, diriliş demekti.
Toprak canlanıyor.
İnsanlar, kuşlar, tüm canlılar uykudan uyanarak yaşamın diriliğine kavuşuyor.
Şubatın son haftası etrafımızda kuş sesleri yükselmeye başladı.
Çok çeşitlilik gösteren cıvıltılar eşliğinde günler ağır ağır akmakta...
Dünyadan uzak olan bu yaşantımı, bugün çıkacağım yolculukla, daha çok renklendireceğim.
Malatya yolculuğum, Martın birine denk geldi.
Böylesine muazzam bir ilkbahar sabahında, yola çıkmak harikulade oldu.
Minibüs hızla yol alıyorken, yüz kilometre uzakta, renkli dükkânları görecek olmanın sevinciyle doluyorum.
Gezmek, yeni yüzler görmek güzel duygudur.
Kentin sokaklarında dolaşmak, yeni çıkan yayınlar, yenilenmiş olan her şeyi seyre dalmak, insanın zenginliği olsa gerek…
Bahar, çiçek açan ağaçlar gibidir.
Yüreğimin baharı sevinçlenir.
Dallanıp, budaklanan yerlerden, tomurcuklanır.
Tomurlar yavaş yavaş allanıp, morlaşır.
Çiçek olur…
Güneşe karşı sevecenleşen, ince taç yapraklar, nazlı nazlı süzülür.
İncinmekten korkarak geçirir ilkbahar aylarını.
Yağmur yağsın ıslatsın, ama dolu yağmasın ister.
Bilir ki ‘dolu’ çiçeğe sert değer.
Ağrıtır…
Yaralar, döker!
Savurur, yerle bir eder.
Hep güneştir, onun dostu!
İlkbaharın getirdiği duygular eşliğinde böylece yol aldım.
Dağ köylerine göre, Malatya daha sıcaktı.
Anladım ki, dağlardan önce şehirlere geliyor bahar.
Allanıp çiçeklenip pullanıyor.
Karşımda Beydağları karla kaplanmış.
Sıra sıra dizilmiş.
Gelinler gibi süzülmüş.
Zirvesine ok gibi düşmüş güneş.
Çok az kalmış;
Çayır, çimen donanarak,
Yaylacıları kucaklamasına.
Arabanın tekerleri hızla dönerken, ilk trafik ışığına geldik, durduk.
Şehre girişimle beraber, arabadan indim.
Kalabalıklara karışarak, işlerime bakacağım.
İlkbaharın tüm tonlarını hissederken, yaşamayı bir kez daha seveceğim.
Yaşamak olmalı insanın en büyük işi...

2 yorum:

İlgisiz yorumlar spam kabul edilir ve suçtur.