Yol boyu yürüyen kadının elindeki kovanın içinde Pembe çiçekler, umut içinde sağa sola bakarak gidiyorlardı.
Soğuk havaların kendini hissettirmesiyle beraber sıcak evin kendilerini beklediğini bilmek
dünkü günü unutturuyordu. Yapraklarının her zerresini gün ışığından faydalandıracak kadar hissettiren yetiştiricisi, onları ancak bir kovada ezilip hırpalanmadan götürebileceğini düşünerek hassasiyetle kovanın içine yerleştirdi. Beraber güzel bir yaz geçirmiş olmanın koruyuculuğu içinde büyük bir sevgiyle bazen elinde, bazen kolunda taşıyordu. Yürüyor olmak çiçeklerin sahibi için daima şiir gibi olmuştur. Yollarda adımları adeta su gibi akmıştır. Şiirsel yürüyüşlerini her seferinde başka bir umutla beslerdi. Beslenmelerin eksikliğinde sıkıntıların doğacağını çok iyi biliyordu. Ruhsal beslenme; bedensel beslenme kadar, belki daha fazla önemliydi.
Soğuk havaların kendini hissettirmesiyle beraber sıcak evin kendilerini beklediğini bilmek
dünkü günü unutturuyordu. Yapraklarının her zerresini gün ışığından faydalandıracak kadar hissettiren yetiştiricisi, onları ancak bir kovada ezilip hırpalanmadan götürebileceğini düşünerek hassasiyetle kovanın içine yerleştirdi. Beraber güzel bir yaz geçirmiş olmanın koruyuculuğu içinde büyük bir sevgiyle bazen elinde, bazen kolunda taşıyordu. Yürüyor olmak çiçeklerin sahibi için daima şiir gibi olmuştur. Yollarda adımları adeta su gibi akmıştır. Şiirsel yürüyüşlerini her seferinde başka bir umutla beslerdi. Beslenmelerin eksikliğinde sıkıntıların doğacağını çok iyi biliyordu. Ruhsal beslenme; bedensel beslenme kadar, belki daha fazla önemliydi.
Epeyce ilerleyip yol aldıktan sonra bir anda durdu. Yaz çiçeği içinde olan yeşil kovasını elinden yere bıraktı. Durduğu bu alan kendisinin daha çocukken koyunlarını kuzularıyla buluşturarak süt verdikleri yerin kendisiydi. Kucağında kuzu götüren çocukluktan çıkmış, büyümüş olgun bir kadınlığa geçiş yaşamıştı.
Şimdi kucağında çiçekler vardı. Hep bir şeyler oluyordu kollarının arasında. Kimi zaman bir kuzu, çocuk, kedi, çiçek, bahçenin ürünleri hep bir şeyleri var etmek, umut etmek ve bunu yaşama döküyor olmak ne bulunmaz değerler zinciriydi. Yere doğru eğilip baktığında gördüğü toprak ve içindeki küçük siyah taşların gizemi durup incelmeye değerdi. Bu kara taşlar ve toprak ne çok şey anlatıyordu...
Üzerinden milyon sayıları geçen ayak izleri, adımlar. İnsanlar; kadınlar, erkekler ,kızlar, çocuklar. Ve görevleri.. ayak adımlarının görevleri olduğu gibi, insanlarında görevleri çoktu ve bir o kadarda büyük sorumluluklar bekliyordu bu insanları. Ekine gidilip gelinen yollar, sürülerin yatağına koyulup orada, ay ışığında bir çobanın keçe içinde yatan sürüsünü beklemesi, sığırların otlatılması, kadınların koyun ve ineklerden süt sağması hep bu kara taşlı yollardan geçerek yerine getirilmiştir.
Çiçekleri itinayla taşıyan kadınımız bir an durup bunları aklından geçirmekle kendini büyük zenginlik içinde bulmuştur.
Buradan bir başka öyküyle devam edelim.
Evleri arazileri olan zengin bir aile varmış. Evin torunu çok mutluymuş. Havuzlu bir evin ayni zamanda her şeyin bol olduğu çiftliklerinde oynayıp, zıplayıp gezermiş. Bir gün dedesi ona: "seni bir köye gezmeye götüreceğim" demiş.
Çıkmışlar yola...
Varmışlar köye.
Köyde dereler şırıl şırıl akarmış. Yeşil ormanları. meyveli ağaçlar, bağ - bahçeleriyle... kuş sesleri yeri göğü inletirmiş.
Çocuk gezdikçe hayretler içinde kalıyormuş. Çeşmelerden akan sular. Kapı önlerinde konuşan insanlar. Ve serbest gezen hayvanları gördükçe şaşkınlığını gizleyememiş.
Dedesine sormuş:
"Dedeciğim hani biz zenginiz diyoruz ya!"
"Evet oğlum"
"Gezdiğim ve gördüğüm güzelliklerden bizim evde yok. Oysa köy dediğin, sanki hiç bir şeyi yokmuş gibi anlatılan bu yer, bizden daha zengin."
Üzerinden milyon sayıları geçen ayak izleri, adımlar. İnsanlar; kadınlar, erkekler ,kızlar, çocuklar. Ve görevleri.. ayak adımlarının görevleri olduğu gibi, insanlarında görevleri çoktu ve bir o kadarda büyük sorumluluklar bekliyordu bu insanları. Ekine gidilip gelinen yollar, sürülerin yatağına koyulup orada, ay ışığında bir çobanın keçe içinde yatan sürüsünü beklemesi, sığırların otlatılması, kadınların koyun ve ineklerden süt sağması hep bu kara taşlı yollardan geçerek yerine getirilmiştir.
Çiçekleri itinayla taşıyan kadınımız bir an durup bunları aklından geçirmekle kendini büyük zenginlik içinde bulmuştur.
Buradan bir başka öyküyle devam edelim.
Evleri arazileri olan zengin bir aile varmış. Evin torunu çok mutluymuş. Havuzlu bir evin ayni zamanda her şeyin bol olduğu çiftliklerinde oynayıp, zıplayıp gezermiş. Bir gün dedesi ona: "seni bir köye gezmeye götüreceğim" demiş.
Çıkmışlar yola...
Varmışlar köye.
Köyde dereler şırıl şırıl akarmış. Yeşil ormanları. meyveli ağaçlar, bağ - bahçeleriyle... kuş sesleri yeri göğü inletirmiş.
Çocuk gezdikçe hayretler içinde kalıyormuş. Çeşmelerden akan sular. Kapı önlerinde konuşan insanlar. Ve serbest gezen hayvanları gördükçe şaşkınlığını gizleyememiş.
Dedesine sormuş:
"Dedeciğim hani biz zenginiz diyoruz ya!"
"Evet oğlum"
"Gezdiğim ve gördüğüm güzelliklerden bizim evde yok. Oysa köy dediğin, sanki hiç bir şeyi yokmuş gibi anlatılan bu yer, bizden daha zengin."
"Gezdikçe ve bakıp gördükçe farkına vardığım benzersiz, farklı, değişken bin bir güzellikle karşılaştım."
Zenginliğin bir kaç abartı olarak aynı bir yerde toplanmasının olmadığını anlamış..
Dedesiyle torunu köy gezilerini orada noktalayıp, sohbetlerine devam ederek evlerinin yolunu tutmuş olmalılar.
Çiçeklerin sahibi kadın kovasında çok sevdiği koruyarak taşıdığı çiçeklerini alıp taşların arasından akşamın karanlığına aldırmadan hülyalı, hülyalı yürümüştür.
Umut etmek, yarınların, her yeni günün bir başka yenilikler getireceğini bilerek ve farkında olarak sabahlara uyanmak içimizdeki aydınlığın yansıması olacaktır.
Zenginliğin bir kaç abartı olarak aynı bir yerde toplanmasının olmadığını anlamış..
Dedesiyle torunu köy gezilerini orada noktalayıp, sohbetlerine devam ederek evlerinin yolunu tutmuş olmalılar.
Çiçeklerin sahibi kadın kovasında çok sevdiği koruyarak taşıdığı çiçeklerini alıp taşların arasından akşamın karanlığına aldırmadan hülyalı, hülyalı yürümüştür.
Umut etmek, yarınların, her yeni günün bir başka yenilikler getireceğini bilerek ve farkında olarak sabahlara uyanmak içimizdeki aydınlığın yansıması olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
İlgisiz yorumlar spam kabul edilir ve suçtur.